3 Şubat 2012 Cuma

Gazap Üzümleri / John Steinbeck


“Ben bütün kavgamı şeytanla yapardım, çünkü en büyük düşmanın şeytan olduğunu sanıyordum. Ama ülke şeytandan çok daha korkunç bir şeyin eline geçti ve parçalanana dek bırakmaya da niyetli değil. O canavarlardan birinin toprağı nasıl ele geçirdiğini gördünüz mü bayım? Onu ikiye bölseniz bile başı sapasağlam kalır. Boynunu kesersiniz başı yine sağlamdır. Onu gebertmek için elinize bir tornavida alıp kafasını delmeniz gereklidir. Yattığı yerde, dişleriyle açtığı çukura zehir akıtır.”
Bu sözleri, Gazap Üzümleri’nin ve  tüm edebiyat dünyasının en ilginç ve etkileyici din adamı karakterlerinden biri olan Casy söylüyor.
Gazap Üzümleri geçtiğimiz yüzyılda yazılmış en önemli ve değerli edebiyat eserlerinden biridir.  Anıtsal bir kitaptır.  Bugün çoklarının imrendiği Amerika’nın nasıl bir dönemden geçtiğini, kendi yurttaşlarına bunu yapan kapitalizmin başkalarına neler yapmayacağını ancak böyle kitaplar sayesinde anlayabiliyoruz.
Topraklarını bankalara kaptıran yüz binlerce küçük çiftçi ailelerin yeni bir yaşam umuduyla Kaliforniya’ya kaçışlarının, yersiz yurtsuz, aç biilaç, çocuklarla, yaşlılarla, hamile, sakat, hastalarla dolu kafilelerin;  oradan oraya savrulan, dağılan, parçalanan, suça karışan, deliren, kaybolan insanların Joad Ailesi etrafında simgeleşen öyküsüdür Gazap Üzümleri.
Bu kitabı önermemin özel nedenlerinden biri de geçenlerden bir bankada şahit olduğum olaydır. Herkes banka kartını kullanarak sıra numarası alıyor ve bankada daha çok parası olan yarım saattir beklemekte olanların önüne geçip işlemini yaptırıyordu. Sonunda yaşlı bir kadın dayanamadı ve bağırıp çağırmaya başladı. Ben ve bir arkadaş kadına destek verdik ve küçük çaplı bir olay çıktı bankada.
Bankadan çıktıktan sonra aklıma Gazap Üzümleri romanı geldi ve özellikle o ilk bölümleri tekrar okumayı çok istedim. Ama asıl o her şeyi rakamlardan ve kar-zarar ölçeğinden gören, parası çok olan kişinin kuyruğun en önüne geçme hakkı olduğuna inanan banka müdürlerinin, sahiplerinin okumasını isterdim. Fakat sonra okusalar bile, hemen bunu nasıl “kullanabileceklerini” düşünmeye başlayacakları geldi aklıma, vazgeçtim.
Roman aynı zamanda bir yol serüveni. Eski rahip Casy’nin yaşam, Tanrı ve gördükleri karşısında söyledikleri altı çizilecek satırlar. İnsanların böyle bir ortamdaki ilişkileri okuyucuyu sarsmaya yetiyor. (Mesela kitabın sonundaki o son sahne… Unutulacak gibi değil.)
Steinbeck standart dışı bir İngilizce kullanıyor. Ama maalesef Türkçe çevirilerinde düzgün bir dile dönüşmek zorunda kaldığı için Türkçe okumada öykünün, felsefi, sosyolojik derinliğin tadına varsak bile o hayatları bozulmuşların bozulmuş diline şahit olamıyoruz.
Ama yine de, Gazap Üzümleri okuyanda asla silinmeyecek izler bırakacak bir kitap. Kim bilir belki de bazı şeyleri düzeltmemize faydası olur. Belki sistemde değil ama en azından kendi yaşantımızda.
Not: Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar Üzerinde’si, Jorge Amado’nun Sonsuz Topraklar’ı Gazap Üzümleri ile aynı sınıfa girebilecek kitaplardır. Ayrıca bu kitabın Türkçede birçok çevirisi var ama ben Gülen Fındıklı çevirisini öneririm.

1 yorum:

  1. Güzel bir kitap. Kaçırılmayacak ve okunması gereken kitaplardan. Burada kitapla ilgili benim değerlendirmemi görebilirsiniz. http://kitapokurum.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil