7 Şubat 2012 Salı

Güneşimin Önünden Çekil / Ali Ural


Bu azarı bir imparator duydu. Büyük İskender deniyordu ona.

Diyojen'in şöhretini duymuş, şanını bu şöhretin yanına taşıyarak halka hoş görünmeyi ummuştu. Bir yanda Makedonya kralının parlak alayı, öbür yanda paçavralar içinde güneşlenen Diyojen... Biri yücelterek, diğeri aşağılayarak dünyayı kendine dar gören iki adam !İmparator ihsanda bulunmak istiyor: "Ne dilersen,yapayım!"Diyojen üzerine düşen gölgenin İmparator'a değil dünyayaya ait olduğunu hissediyor ve elinin tersiyle itiyor bu gölgeyi. "Güneşimin önünden çekil!"

Yetmiş portre denemesi bulunan kitapta; Cervantes'ten Şeyh Galib'e; Tolstoy'dan Rilke'ye; İkbal'den Tagore'a; Van Gogh'dan Hattat Hafız Osman'a; Beethoven'den Dede Efendi'ye; Arşimet'ten Galilei'ye; Diyojen'den Kierkegaard'a, İmam-ı Gazali'den İmam-ı Rabbânî'ye; Ebu Hanîfe'den İmam Şafiî'ye; İbn Arabî'den Azîz Mahmud Hüdâyî'ye kadar bir çok tanıdık isimle karşılaşacaksınız, gerçekten tanımadığınız.

Öte yandan Mevlana'yı sadece üç kelimeyle anlattığı bölümde okuyucularına güzel bir vaadi de var Ali Ural'ın. Yazarın okurlarına verdiği sözü ne zaman gerçekleştireceğini bilemiyoruz ama kitabı elinize alır almaz bir dünya seyahatine çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Üstelik yüzyıllardan yüzyıllara savrulacağınız zamanlar üstü bir yolculuk olacak bu.

Kâh Newton'un elması düşecek başınıza, kâh Yahya Efendi'nin nar suyuna dönüşmüş şarabından içeceksiniz, Yunus Emre'yle odun toplarken dergâha, Tolstoy'la üçüncü mevki bir kompartımanda yolculuk yapacaksınız son istasyona.

Güneşimin Önünden Çekil / Ali Ural
Şule - 276 syf.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder